31 Mart 2009 Salı

FourFourTwo - Biz Bize Benzeriz'de Sağ Üstteki

Daha önce blogda yayınladığım bu benzerliği FFT'ya da mail olarak yollamıştım 2 ay önce. Geçen sayıda değil de bu sayıda yer bulmuş benzetmem:

"Villareal'in ortasaha oyuncusu Diego Godin ile Beşiktaş'ın Arjantinlisi Matias Delgado arasındaki benzerliği fark eden okuyucumuzun adı Ankara'dan Bahadır Tüzgel."

28 Mart 2009 Cumartesi

Amanın !


Maradona, kendisi için ‘çocuklara iyi örnek olmuyor’ suçlamasında bulunan Pelé’nin ilk cinsel deneyimini bir adamla yaşadığını söyleyerek insanları şaşkına çevirdi!

Brezilyalı efsane geçen hafta Ronaldo ve Robinho’nun alkol alması üzerine yorumda bulunup Maradona’nın uyuşturucu kullanmasının insanlara kötü örnek olduğunu söylemişti. Bu sözlerin üstüne Maradona'nın fikrini soran gazeteciler şu cevabı almışlar:

“Ne söylememi istiyorsunuz. O bekaretini bir adama verdi. Bunun iyi bir örnek olup olmadığını bilmiyorum.”

Evet "oha". Bence Messi'ye yeni Maradona demek biraz hakaret olmaya başladı :)
Bu arada Robinho hukuki yollara başvuracağını söyleyince Pelé geri adım atmış.

25 Mart 2009 Çarşamba

Ttnet'in Yeni Milli Takım Reklamı !

Messi'nin Arda Hayranlığı


Lionel Messi, Türkiye'den Arda'yı çok beğendiğini ve Play Station'da sanal futbol oyununda onu mutlaka takımına aldığını söylemiş.
Tamam iyi etmiş de.. Hangi oyun bu ? PES'tir galiba :)

Hattrick Maceralarım-4


Hasta halimle pek yazacak hal, vakit bulamıyorum. Yattığım yerden de aklıma birsürü şey gelmiyor değil. Ama sabaha kadar uçup gidiyor tüm yazı aklımdan, başlık kalıyor sadece zihnimde..
Buralarda bulunmadığım süre içerisinde yenilmezliğimi devam ettirmem dışında önceki yazıda belirttiğim üzere satışa koyduğum Benjamin Dupont'tan yüzde hesabıyla dehşet bir kar elde ettim. Resimde gördüğünüz üzre kendisini sadece 5 bine almıştım. :)
Takıma 2 yeni kaleci aldım. Geliştirip 25-30 a satacağım ufak ufak para biriktirmek için. Şu an ki hedefim kısa zamanda "yeterli" bir antrenör sahibi oluvermek.

22 Mart 2009 Pazar

Hattrick Maceralarım-3

Bu as transferlerden sonra forumlara göz attım. En karlı antrenman sisteminin defans olduğunu öğrendim. Çünkü en çok para defans ve kalecilere harcanıyormuş. Bu yönde 3-4 genç takviye daha yaptım takıma. Gümbür gümbür gidiyorum ligde. Son anda yaptığım ani değişiklik ile ilk 11'de sahaya sürdüğüm oyuncum Aşık Hacı beni yanıltmadı ve kariyerindeki ilk hattricki yaptı. Toplam golü 5.
Asıl bomba az önce de bahsettiğim defans antrenmanıyla ilgili. Çünkü ilk aldığım defanslarımdan olan Benjamin Dupont'un defans özelliği "yeterli"den "kaliteli" seviyesine çıktı. Ben de dayanamadım ve kar etmek için hemen onu satış listesine koydum. 100.001 TL lik fiyat ile. Bugün son gün. Bakalım satabilecek miyiz keratayı?
5.000'e almıştım kendisini :)


Bu arada ünümüz giderek artıyor. 3-4 günde bir 12-13 taraftar üye oluyor kulübe. Şu an 284 üyenin hepsi sokaklarda halay çekiyorlar .

20 Mart 2009 Cuma

MortingenŞıtrayze

2-0'dan 3-2 ve son...

-"Taraftar sayesinde bir kişi fazlayız." diyen Lincoln "Bir kişi fazlayız madem ben kendimi yormayım." diye düşündü herhalde ?

-Meira'yı değil de Lincoln' ü satsaydık ya. Futbola biraz ticarı gözle bakanların da kurbanı olmadık mı şimdi?

-Bekten ve kanattan bozma stoperlerle bu kadarını yaptıysak bana artizlik yapan fanatik karşı takım taraftarları azıcık sussunlar.

-Başkanın "tek yürek" dediği takım beraberlikten sonra yürekciklere bölündü.

-Yediğimiz 2. golden sonra taraftar sustu.

-De Sanctis'in de tam da basireti bağlanacak zamanı tuttu !

-Maçın adamı hakem. Vallaha bence çok iyiydi.

-Baros, Kewell ve Arda fena değildi. Pitroipa da çok dikkatimi çekti.

-Barış'ın şutu Sabri'nin Bordo'ya taktığı gibi olacak sandım bi an.

-Direkten dönen topta kalkıp kapattım TV'yi. Kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu.

-Meşalelerden gelecek cezalar da acı biber olacak.

-Bir Olic'e gıcığım bir de Lahm'a.. Neden acaba ?

O değil de ilk devre bitiminde neydik be. Takım harcanan paranın karşılığını veriyordu. Şimdiki durumsa elimizde kalan lig 5.liği.
Bir de 2-1 den sonra M. Jol, Guerrero'ya "2" yaptı eliyle. Guerrero da 2. golü atınca aynı şekilde karşılık verdi antrenörüne. Bizde niye olmuyo bunlar ?

16 Mart 2009 Pazartesi

Tattoo- Sergio Busquets

Hattrick Maceralarım-2

Ankara bölgesinde cipyy olarak Kaynım Spor'un başına geçtiğimde ilk işim menajerlik lisansımı tamamlamak oldu. Elimde yaklaşık 150 bin TL birikmişti. Ondan sonra kurmaylarım olan kulüp personeli atamasına giriştim. 2 kaleci antrenörü, 4 yardımcı antrenör, 3 doktor, 1 fizyoterapist, bir muhasebeci, 1 basın sözcüsünü takıma bağladım. Sonra takımı elden geçirdim. Kalemizin durumu hiç iç açıcı değildi. Hemen araştırmaya koyuldum. Yaşı ilerlemiş olsun ki tecrübe olsun dedim. Hem fiyatı da makul oldu. 3 bin tl'ye ilk transferim olan Aarão Pinheiro'yu takıma kattım.

Sonra bir bek arayışımda İsrailli oyuncu Francis Gentry ile yolum kesişti. 8 bine takıma katıldı.
Ardından bir forvet aramaya koyuldum. Audrutis Beliajevas, büyük çabalarım sonucu takıma katıldı. Tam 28 bine! Hem de 30 yaşına rağmen kariyerinde sadece 4 gol atmıştı ! Ne ettin aga demeyin. Çünkü bu adam attığı 9 gol ile şu an kümenin gol kralı. Hehö.


Bu arada yeterli düzeyde olmayan oyuncularla yollarımı ayırıyordum. Direk kovuyordum.

O gün takıma son kattığım oyuncu ise Oldřich Blažíček olmuştu. Hem genç yetenek, hem de kaleci yok lan hesabı 41 bin ! verip takıma kattım. Şimdi yedek kaleci. Ama iyi yetiştirirsem iyi getirisi olur bana maddi olarak !

Evet ahali, şimdilik bu kadar. En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere..

KaynımSpor oleeeyyyy !!!


Bu hayta geldiğinde yeterli formdaydı, TSI 1600'dü. Çalışmıyo hiç.

15 Mart 2009 Pazar

Hattrick Maceralarım

FM 2008'den sıkılınca, bilgisayar da 09'u kaldırmayınca Hattrick'e sardım ben de. Daha gerçekçi oldu zaten :) Vakit buldukça anlatıcam neler yaptığımı. Takımın adı - Kaynım Spor -

IX-1025. kümedeyim. Evet en düşük küme - 9. lig. Şu an namağlup liderim. 21 puan, 31 averaj. 2 gol yemişim sadece. Şimdilik bu kadar. Bu haftaki sınavları atlatayım yazacağım gerçekçi gerçekçi :) Kalın sağlıcakla...

14 Mart 2009 Cumartesi

Efes Pilsen Futsal Ligi

Ülkemizde bir ilk, bu ay içerisinde başlayan Futsal Ligi'miz. Bir çok ülkede (özellikle Brezilya'da) altyapıdan itibaren kullanılan bir oyundur futsal. Özellikle tekniği çok geliştirdiği düşünülür. Pele, Ronaldinho, Zico, Raul gibi teknik dahilerin sokak futbolu yanında futsal sayesinde bugünlere geldiklerini söylemek yanlış olmaz.

Bizde de 8 bölgede (Adana, Ankara, Antalya, İstanbul I, İstanbul II, İzmir, Malatya ve Samsun) 64 takımın katılımı ile gerçekleştirilen ligin bitmesiyle, bölge birincilerinin katılacağı 8'li finaller sonunda Türkiye Şampiyonu olacak takım, Avrupa'daki kulüpler düzeyinde gerçeşleştirelecek UEFA Futsal Kupası'na katılmaya hak kazanacak.

Bilmeyenler ve ya ilgilenenler için kurallara bir göz atalım:

TEMELLER

Yetişkin oyunları için bir futsal sahası 28-42 m. uzunluğa ve 18-22 m. genişliğe sahip olmalıdır. Bununla birlikte, özellikle küçüklerin oyunları için, en az 25m. uzunluk ve 15 m. genişlikte bir saha kabul edilebilir. Kale ölçüleri 3 m. genişlik ve 2 m. yükseklikte olmalıdır. Penaltı noktası kale çizgisinden 6 m. uzaktadır. Diğer serbest vuruş noktası gol çizgisinden 10 m. uzaktadır. Ceza alanı çizgisi kale çizgisinden 6. m. uzakta olmalıdır ve kale direkleri kalecinin alanını belirler.Oyun 20'şer dakikalık 2 yarıda oynanır, gençlerin oyunlarında her bir yarı 15 dakika surer. Kullanılan top 4 numaradır ve kısıtlı sıçrayışa sahip olması için hafifçe ağırlaştırılmıştır. Her takım kaleci dahil olmak üzere 5 oyuncu ile oyuna başlar.


MAÇ GÖREVLİLERİ

Genellikle taç çizgilerinden yöneten iki hakem ve yan çizgide saati kontrol eden zaman hakemi vardır. Bununla birlikte, bir tek hakemin yeterli olduğu gençler oyunlarında üç hakem kullanmak tamamıyla gerekli değildir.


MOLALAR

Her takıma her bir devrede 1 dakikalık mola kullanmak izni verilir. Mola sırasında antrenörler sahaya giremezler. Eğer uzatmaya gidilirse mola verilmez.


OYUNCU DEĞİŞİKLİĞİ

Her takım en fazla 7 tane yedek gösterebilir ve sınırsız oyuncu değişikliği yapabilir. Değiştirilen bir oyuncu oyunun herhangi bir yerinde diğer bir oyuncunun yerine girebilir. Değişiklikler yalnızca işaretlenmiş değişiklik alanlarında yapılabilir.


OYUN DIŞINDAKİ TOP

Futsal bir hızlı hareket oyunudur ve kurallar zaman kaybını azaltacak şekilde düzenlenmiştir, Top kenar çizgilerinden oyundan çıktığında, oyun alanına vurularak (fırlatılarak değil) atılır. Top oyuna sokulurken doğrudan gol atılamaz. Eğer top aut çizgisinden çıkarsa yalnızca kaleciler topu oyuna sokabilir. Eğer top girdiğinde, gol atışları, korner atışları ve serbest atışlar dört saniye içinde yapılmazsa, top diğer takıma geçer.


FAULLER

Futsal, yeteneği vurgulayan düzenli bir oyun olarak düzenlenmiştir.Tekmeleme, çelme takma, hamle yapma, çarpma, itme, tutma, kayarak yakalama (kendi alanı içinde kaleci hariç), kasıtlı elle oynama ve oyundan atılma doğrudan serbest vuruşla cezalandırılır.Diğer tüm serbest vuruşlar endirektir. Serbest vuruşlar için rakipler toptan 5 m. uzakta olmalıdırlar.


Takımın 5 faulü olduğunda, daha sonraki her faul, 10 m. noktasından doğrudan serbest vuruşla cezalandırılır. Bu faulün sahanın neresinden gerçekleştiğine bakılmaksızın ve faul kaleye 10 m.'den daha yakında yapılmadıkça olur. Savunmadaki takım bu serbest vuruşlar için baraj kuramaz.


Eğer bir oyuncu oyundan atılırsa, bir yedek, 2 dakika sonra oyuna girebilir - kırmızı kart gören oyuncu dönemez.Eğer takımlardan biri üç ya da dört oyuncuya düştüğünde gol olursa bir ilave oyuncuyu, yalnızca rakiplerinin o sure içinde sahada daha fazla oyuncu olması durumunda, içeri alabilir. Eğer bir takım üç oyuncunun altına düşerse, maç sona erdirilir.

Ümit Özat'tan Veda

Geçirdiği kalp sorunları nedeniyle futbolu saha içinde oynaması gittikçe güçleşen eski Fenerbahçe ve Köln kaptanı, doktorunun sözünü dinledi ve futbolun yeşil sahada oynanan kısmına veda etti. En kısa sürede antrenör olarak geri dönmek istiyormuş. Yakışır. Tekrar geçmiş olsun. Uzun ömürlü olsun bu güzel insan.

12 Mart 2009 Perşembe

O An

Uğur Meleke'nin Milliyet'teki yazısının fotosuydu bu. Söylenecek o kadar çok şey var ki.. Hiç bir şey söylememek en iyisi.
Büyük Kaptan'a saygılar..




Kara Bahtım..


Alabilirdik maçı. Ama fena değildik. Bu sene yakalanmış "o ruh" olmasaydı hiçtik gerçi. Meira'yı satmak zaten çoğu kişinin dileğiydi belki ama böyle bir zaman için asla.

Nonda'nın boş boş koşmalarını gördükçe zaten 10 kişi oynadığımızı farketmiştim. Semih "bence" stoperde yine birinci tercih olmamalı. Olursa da beni yanıltmalı.

Bu arada maçın ilk golden sonraki 10 dakikasını izleyebildim sadece... Okumak devam ediyor ama her an. La havle...

11 Mart 2009 Çarşamba

Riquelme'den Milli Veda


"Kendine ihtiyaç duyulduğu zamanlar dışında gerçekten bir harika." olan Arjantinli futbolcu, milli takım hocası Maradona ile yaşadığı anlaşmazlıklar yüzünden milli takımı bıraktığını açıkladı.

10 Mart 2009 Salı

NJOYSOCCER'a Teşekkürler

Kendilerinden günler öncesinde aldığım bir mail sayesinde yazdığım yazı blogda yayınlanmış. Beni konuk ettikleri için teşekkür ediyorum.


http://njoysoccer.blogspot.com/

Meira Zenit Yolcusu


Gelişinde çok sevindiğim Fernando Meira bence yeterli şans verilmeden gönderiliyor. Bir de henüz teklif yok denmişti. Gerçi Zenit görevlilerinin İstanbul'a geleceği biliniyordu. 6 milyon avroya anlaşılmış. Ne diyim. Yolu açık olsun. FM 05 oynadığımdan beri çok severim ve takip ederim kendisini...

De biri bana söylesin. Bu UEFA ve lig ne olacak o kadar sakat ve boşalan pozisyon varken? Meira da hem ön libero hem stoper olarak kullanılıyordu...
Stuttgart'ın eski kaptanının yerine gelecek isim bir aksilik olmazsa Orhan Şam olacak gibi. Tabi sezon sonu!

9 Mart 2009 Pazartesi

İnanç


Cimbomun UEFA macerası için hazırlanmış güzel bir klip. Her ne kadar taraftar olsam da videodaki "Bu duygu tanıdık değil mi?" sorusuna "Evet, hüsran." diyor içimdeki ses :(

8 Mart 2009 Pazar

Bıdır Bıdır...

Aga yeter ya. Yolunda gitmeyen her maçtan sonra çirkeflik yapmak zorunda mısın? Medayaya demeç verme rekortmenisin zaten daha ne istiyorsun ? 1-1 den sonra "Kesin yine ters bişeyler söylemiştir/yapmıştır." diye geçti içimden. Yanıltmadı beni. Hakeme bağırıp çağırmalar, hakaretler.. Ki daha önce "Ben hakemler hakkında konuşmadım, konuşmam." dediğini de biliyoruz. Yaptığın işe saygı duyuyorduk ama bu karakterin yüzünden sana olan saygımız düşme eğiliminde. Kaybeden olacak bu gidişle...

Penguen'deki Tsubasa


Dede geliyo dikkat :D

______________________________________________

Bu arada yazmayı unuttum Rıdvan Dilmen yazın çıkartmayı planladığı bir kitap yazıyormuş. Adı da "Bana Şeytan Demeyin" olacakmış.

7 Mart 2009 Cumartesi

Neden Maç Yorumu Yapmıyorum?

78. postu yazıyorum blog (2. kere) açıldığından beri. Yaklaşık 4 ay oldu. Bir futbol blogu bu. O kadar yazının içinde bulsan bulsan 3-4 tane maç yorumu bulursun. Ha o kadar da özel maçlar da değiller. Bordoeux maçında havaya uçmama rağmen blogda kendine yer bulmadı. Nedeni basit: Üniversiteye yeni girmiş bir öğrenciysen ne yazmaya, ne de maç izlemeye düzgün vakit bulabilirsin :) 2. neden beni daha çok üzüyor tabii. Haftanın güzel gollerini sadece bloglarda izlemek acı verici birşey. Hele kotalı bağlantınız varsa! Sabrediyorum.. Belki bir gün ben de düzenli olarak maç izleyip sonra da blogda bahsederim diye... Şimdilik kendimce enstantanelere devam. Beni izlemeye devam edin...

6 Mart 2009 Cuma

Totti'nin Kramponu

Alttaki postta yazdıklarımın yaşandığı günün akşam saatlerinde Ankara Cepa'ya sinema için gittiğimde varolan ayakkabı sergisine şöyle bir göz atarken bir de ne göreyim. Totti'nin 2006 Dünya Kupası'nda giydiği ilk krampon..

Rıdvan Dilmen Odtü'deydi


Perşembe günü saat 11.40'ta okulda olmak için koştur koştur çıktım evden. İlk gördüğüm otobüse -şu son zamanlarda türeyen özeller- atladım. Biraz geciktim. Okulun girişinden otostop çektim. Aracın brni götürdüğü kadar gittim. SOnrasını yürüyerek devam ettim. Kongre Merkezi göründü. Heyecanla merdivenlerden indim. Girişte hemen kimliği okutup salona daldım.. Çoktan başlamıştı. O rahat sesi yankılanıyordu. Kemal Kurdaş Salonu'nun en üstünden sahneye baktım hemen. "Şeytan" işte oradaydı. Sahnenin sağ tarafındaki masasında oturmuş, çoktan söyleşiye başlamıştı. Ben girdiğim sırada Ahmet Çakar'ın hakem olduğu maçta bir Prekazi ile yaşadığı bir olayı anlatıyordu. Hemen yer bulup oturdum. Üzerinde kadife ceket, açık renk bir gömlek vardı. O kadar sahne ışığının altında kendine has stilli saçı parlıyordu. Konuşması çok rahattı.
Salon da Fenerbahçeli doluydu haliyle. Sadece Odtü'den değil başka yerlerden gelenler de vardı.


Hazır yazmışken anlattığı bir anısını da yazayım:

Geçtiğimiz Avrupa Şampiyonası 2. Grup maçında (İsviçre) Rıdvan Dilmen ile Mehmet Ekşi stada giriyorlar. Yerlerine oturuyorlar. Derken rüzgar öyle kuvvetli ki Mehmet Ekşi'nin boynunda asılı olan ID kartı uçup yan koltuğa düşüyor. Yan koltukta da kimse yok. Rıdvan "Alma, belki uğurlu gelir." diyor. 2-1 alıyoruz maçı. Çek Cum. maçında da Mehmet Ekşi kartı yan koltuğa bilerek koyuyor. 2-0 yenik duruma düştüğünde de "Alsam mı?" dese de Rıdvan engel oluyor. "Belki yine uğur getirir diyor. Ve 3-2 alıyoruz maçı. Hırvatistan maçında kart yine yan koltukta. maç boyunca tırnaklarını yiyor heyecandan Mehmet Ekşi. Penaltılarda Rüştü sonuncuyu kurtarınca etraf karışıyor. Muazzam bir coşku! Herkes sarmaş dolaş. Herkes birbirinin yanına gidip sarılıyor falan.. Ama bir dönüyorlar ki kart yerinde yok !.. Bu sefer de başlıyor millet çöpleri karıştırmaya! Rıdvan Dilmen anısını şöyle bitiriyor:

"O kart kaybolmasaydı Almanya'yı da parçalamıştık." :D

Bu anı o güzel söyleşinin sadece bir parçasıydı. Bunun dışında tabii ki bol bol Fenerbahçe'den bahsedildi. Kendisi bol bol övdü Fenerbahçe'yi :) Türkiye'de altyapıdaki en büyük sorunun küçük yaşlarda oyunculara yeterli pozisyon bilgisinin aşılanamaması olduğunu söyledi. Şampiyonluk için favorilerinin Beşiktaş ve Trabzonspor olduğunu açıkladı... 1 saat hemen geçiverdi. Yanına gidemeden kaçtı hemen sahneden. Söyleşi sırasında birine halı saha maçı sözü verdi. Önümüzdeki perşembe günü bekliyoruz !

3 Mart 2009 Salı

2 Mart 2009 Pazartesi

Kahretsin Pause !


Tam da bloglar güzel gidiyor derken oldu mu şimdi.. Hayatımda bazı şeyler yerine oturuncaya kadar ortadaki sarı tuş. Kalın Sağlıcakla.

Tanrı'nın Torunu

Benjamin Agüero Maradona

GelişineVole

Blog Widget by LinkWithin