29 Mart 2012 Perşembe

Öylesine

Doğruya doğru, ne kadar kendimi zorlasam da gerek okulun yoğunluğu gerekse benim tembelliğimdenkaynaklık koca bir ara verdim yazmaya. Hatta şike olayı ayyuka çıktığında futboldan bile soğudum denebilir. Artık maç özetlerini denk gelmedikçe izlemiyorum. Muhabbetlerde "O golü gördün mü!" sorusuna cevabım olumsuz oluyor. FM'nin 2011 ve 2012 versiyonlarını oynamadım zira iyice karmaşıklaştığını, sıkıcılaştığını düşünüyorum. FFT dergisini satın almıyorum, artık şehir planlama kitaplarından başka bişey okumaz olduk. Derbiler umurumda değil, artık şike yapanların cezalarının doğru düzgün verilemediği bir ligi takip etmek gelmiyor içimden...

Diğer yandan şunu biliyorum ki futbol aşktır. Ne kalbinden çıkarıp atabilirsin ne de yıllar sonrasında aklından silebilirsin. Tüm soğuma çabalarıma karşın Melo'nun golden sonraki bulldog sevincine gülesim, Selçuk'un frikiklerinde beğeni ıslığı çalasım ya da sıkıldığım günlerde açıp CM oynayasım gelmiyor değil. Bu yüzdendir ki uzun süredir yazmadığım blogu kapatmayı düşünmedim. Canım sıkıldıkça açtım ve geçmişte yazdıklarımı, paylaştıklarımı okudum. Şimdi de içimden gelenleri yazıyorum. Ayrıca çok yakın olduğum bir insan yakın bir akrabasını trafik kazasında kaybetti, ona da buradan başsağlığı dilemek istiyorum.

Belki fırsat buldukça yazmaya devam ederim, kim bilir...

Hiç yorum yok:

GelişineVole

Blog Widget by LinkWithin