27 Ocak 2009 Salı

Genç Pelé' nin Golü

Portsmouth' un son transferlerinden genç Pelé' nin Inter'deyken Roma'ya atığı şu golü görünce hayretlerim şaştı !

Bu Çocuğu Unutmayın: Oğuzhan Özyakup

AZ Alkmaar genç B1 ve A1 takımlarında oynadığı futbolla izleyenlerin beğenisini kazanan oyuncu aynı zamanda Hollanda U-17 forması da giyiyor. Geçtiğimiz senenin Nisan ayında Az Alkmaar altyapısından Arsenal'e transfer olan Türk asıllı oyuncu Oğuzhan Özyakup Arsenal altyapısında da adından söz ettirmeye başlamış. Takımında 10 numara giyen Oğuzhan, 5-3 lük Southampton - Arsenal maçında 2 gol atıp oynadığı futbolla alkış almış.

Vay anasını.. Arsenal... Bazıları şanslı doğar. Şekil A.

Alanzinho Trabzonspor' da


Başkan Sadri Şener sonunda açıklamış aldıklarını. " 'Bu kadar iyi giden takıma takviye yapmazsak, düşüş yaşar mıyız?’ dedim. Sonuçta da ekonomik imkanlarımızı biraz zorlayarak bu transferi gerçekleştirdik. Çok iyi bir futbolcu olduğunu biliyorum. İnşallah Trabzonspor’a hayırlı olur. Taraftarların beklentisini karşılayacak bir transfer olduğunu düşünüyorum." demiş. Kendisiyle 1 yılı opsiyonlu 3,5 yıllık anlaşma yapılacakmış. Bonservis ise ilginç. 3,9 milyon avro. Özellikle tekniği ve driplingi övülen oyuncu sol tarafa büyük çare gibi gözüküyor. Gülümsemesi yüzünden düşmeyen futbolcu Yattara gibi olabilir mi görelim. Tabi umuyorum ki daha yararlı olur.

Alan Carlos Gomes da Costa, 1983 doğumlu Brezilyalı futbolcu orta sahada sağ ve sol kanatta görev yapıyor. Tekniği yüksek isim geçtiğimiz sezon kulübüyle olan sözleşmesini 2011 yılına kadar uzatmış. Kariyerine Flamengo'da başlayan Alazinho 2005 yılından beri Stabaek'te forma giydiği sürenin içinde 83 maçta 19 gol atmış. Geçtiğimiz sezon Stabaek'in şampiyonluğunda büyük rol oynayan Brezilyalı futbolcu, 2007 ve 2008 yıllarında Norveç'te ülkenin en iyi orta saha oyuncusu ödüllerinin de sahibi olmuş.

26 Ocak 2009 Pazartesi

Sezer' in Oğlu

Sivassporlu Sezer Badur, "Fenerbahçe'den sonra Galatasaray'a da attığım golü oğluma armağan ediyorum." demiş. Ne güzel demiş de 2-3 aylık minik oğlanın adı Karim Maldini Badur (!). Evet hem Maldini hem Karim' i duyunca bir FM esintisi yaşamadım değil. Ama işin aslı şu ki Sezer, aşırı Kuran'ı-Kerim sevgisinden ve Maldini' ye olan hayranlığından ötürü evladına böyle bir ismi layık görmüş. Brezilyalıların da böyle bir alışkanlıkları var. En büyük hobilerinden biri isim koymak. 4-5 kelime gidiyor. Hatta birçok Güney Amerika ülkesinde rastlanılabilen bir durum. Bu kelime topluluklarının içine de hayranlık duydukları isimleri eklemeyi unutmuyorlar. Socrates, Mozart, Hulk bunun örnekleri. Bir de şu geldi aklıma: Sezer' in çocuğu kız olsaydı o zaman adı ne olurdu acaba ?

25 Ocak 2009 Pazar

Kaldı 2

"Biri senden biri benden olsun."


**Barca'nın tarihindeki 5000. golünü atmasına 2 gol kaldı.

24 Ocak 2009 Cumartesi

Söz !


Sivasspor şampiyon olursa söz veriyorum, bir forma veya t-shirt ya da atkı filan alıp takıma maddi açıdan destek olacağım. Maçlarını da daha çok takip edeceğim.

Mourinho'nun Not Defteri

Küçüklüğünden beri eski kaleci ve antrenör babası sayesinde sık sık maçlara giden Mourinho, o zamandan beri edindiği not tutma, istatistik çıkarma alışkanlığını işinde çok işe yarar şekilde kullanıyor. Maçlarda, ilk düdük çaldığı andan itibaren bir kalem ile meşhur not defteri beliriveriyor elinde. Chelsea'de de görmüştük bunu. Ama takım oturdukça not defteri cebinde kalmış, birşeyler yazmak yerine oturduğu yerden ya da yaslandığı kulübe direğinden maçı seyreylemişti.

Bu sezonsa yeni bir takım çalıştırdığından olsa gerek o defter tekrar ortaya çıktı. Sürekli elinde. Bir yerde birçok tarihe geçen büyük bilim adamının (Newton, Edison ..) en yakınında her zaman bir not defteri türevi taşıdığını okumuştum. Hatta bazılarının gece birden aklına gelen ya da rüyasında gördüğü birşeyi kalkıp hemen not ettiklerini, bu tarz notların çok işe yaradığını da öğrenmiştim.

Mourinho bir dahi mi yoksa artist mi bize zaman gösterecek. Ama başarısında bu not defteri alışkanlığının büyük yeri var. Ben de mi edinsem ne ?

** 26 Ağustos 2008 tarihli la Gazetta dello Sport' un ilk sayfasında Mourinho' nun İtalya Süper Kupası Finali'nde not aldığı bazı şeyleri bulup yayınlanmıştı. Şöyle bir cümle yer aldığını hatırlıyorum:

"Maxwell durması gereken yerden 5 metre ileride bekliyor."

23 Ocak 2009 Cuma

İyi ki Varsın #1: Marco Materazzi


Futbolun çirkin ama bir o kadar karizmatik yüzü, kırmızı kart manyağı, "kafa mağduru" Materazzi şüphesiz ki aklımızda en çok Zidane'a attrdığı kafayla kalacak.

19 Ağustos 1973, Lecce doğumlu solak İtalyan, yerel altyapılarda oynadıktan sonra ilk profesyonel maçına Marsala formasıyla 1993 yılında çıktı. 1995 yılında kariyeri Perugia takımıyla çıkışa geçti. 3 yıl oynadığı Perugia' da 47 maçta attığı 7 gol, hava hakimiyeti (193 cm), mücadeleciliği ve bir İtalyan defansına has sertliği (aslında çok daha sert) ile ün saldı. Gerçi arada Serie C1/A takımı Carpi ile 18 maç - 7 gol gibi bir macerası da var. 98-99 sezonunun başında Everton' a 2,8 milyon pounda transfer oldu. Everton' da 27 maç oynayıp 1 gol attıktan sonra ertesi sezon Perugia' ya geri döndü. "Manyaklar" takımının en asil üyelerinden olan "Matrix", 2 sezon Perugia' da oynadı. 51 maçta maçta 15 gol attı. 2001'de attığı 12 gol ile Daniel Passarella' ya ait "Serie A' da Bir Sezonda En Çok Gol Atan Defans Oyuncusu" ünvanını ele geçirdi. Bu performansıyla 10 milyon avroya Inter 'e transfer oldu. 2001'den beri Inter formasıyla 150'den fazla maça çıktı. Defansın kilit isimlerinden oldu. Inter' e transfer olduğu sene giymeye başladığı milli takım formasını 41 maçta terletip 2 de gol attı. 2004 ve 2008 Avrupa Şampiyonalarının yanı sıra 2002' de ve kupayı kaldırdıkları 2006 Dünya Kupası'nda da milli takımda yer almaktaydı.


2007 yılında Serie A Yılın Defansı Futbolcusu seçilmesinin yanında kariyerinde 2 İtalyan Kupası (2005, 2006), 2 İtalyan Süper Kupası (2005, 2006) ve 3 Serie A (2006, 2007, 2008) şampiyonlukları bulundurmakta.

21 Ocak 2009 Çarşamba

Hollanda Ligi'nin Genç Yetenekleri

Goal.com Hollanda Ligi'nden en yetenekli genç 10 oyuncudan bir liste yapmış. Araştırma diyemiyorum çünkü haftada 2-3 önemli maç seyretseniz siz de bu listeyi yaparsınız.

1) Luis Suarez (Ajax)
Muhtemelen şu an Hollanda Ligi'nin en iyi oyuncusu. Asistleriyle ve golleriyle Ajax'a hayat veriyor. Tekniği, driblingi, bitiriciliği ve kararlılığı üst seviyede. Hayalindeki lig olan La Liga'ya transfer olması olası.

2) Ibrahim Afellay (PSV)
Müthiş bir çalım yeteneği var. Topla birlikte çok hızlı, tekniği çok yüksek ve etkili paslar atıyor. Bu sezon gol sayısını da arttırdı. Şimdiden PSV'nin ve Hollanda Milli Takımı'nın yıldızlarından biri.

3) Moussa Dembélé (AZ)
Çok güçlü, hızlı, tekniği iyi ve dribling yeteneği çok yüksek. Bir forvette olması gereken her özelliği bünyesinde barındırıyor. Bitiriciliğini biraz geliştirirse, Avrupa'nın en önemli santraforlarından biri haline gelebilir.

4) Dirk Marcellis (PSV)
Hollanda'nın en yetenekli genç savunmacısı. Çok soğukkanlı ve sağlam bir oyun ortaya koyuyor. Jaap Stam'ın veliahtı olarak gösterilen Marcellis, iki yıldır PSV defansında banko oynuyor.

5) Miralem Sulejmani (Ajax)
Geçen yaz Hollanda'nın en pahalı yerli transferi olmuştu. Ligin ilk yarısında önemli bir sakatlık yaşadı. Ancak şimdi geri döndü ve Ajax için varlığı hayati önem taşıyor.

6) Eljero Elia (FC Twente)
Çok çabuk bir oyuncu, tekniği oldukça iyi ve çok gol atıyor. Sözleşmesini yeni uzattı; ancak sezon sonunda Twente'den ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyor.

7) Jan Vertonghen (Ajax)
Kibar Belçikalı çocuk, ligin ilk yarısında Ajax savunmasında çok önemli işler yaptı. Futbol zekası çok yüksek. Hem sol bek hem de ön libero olarak oynayabiliyor.

8) Marcus Berg (FC Groningen)
Gerçek bir golcü(bu terime uyuz oldum sevgili okur.). Son 1.5 yılda Groningen'in en önemli ismi haline geldi. Şimdiden İsveç Milli Takımı'nda forma giymeye başlayan futbolcu, bu sezon Roda deplasmanında dört gole imza atmıştı.

9) Georginio Wijnaldum (Feyenoord)
18 yaşını yeni dolduran oyuncu, Feyenoord'un geleceği en parlak ismi olarak göze çarpıyor. Tekniği ve kondisyonu çok yüksek olan Wijnaldum, yaşının çok üstünde bir olgunlukta futbol oynuyor.

10) Douglas (FC Twente)
Genç Brezilyalı, fiziksel olarak çok güçlü bir oyuncu. Geçen sene stoper bölgesine adapte olan Douglas, Hollanda'daki bütün forvetlerin korkulu rüyası haline geldi.

Taraftar Sosyal Anketi

Eğer maçlara giden bir taraftarsanız geniş çapta yapılan aşağıdaki araştırmaya katılmalısınız. Siz de blogunuzda duyurun.


http://taraftarsosyalanketi.blogspot.com/

20 Ocak 2009 Salı

City'den Hücum

Kaka' yı kaçırsalar da derya gibi paraları olan, krize belki kıçlarıyla gülen bu adamlar takıma yeni isimleri monte etmeye de çoktan başladılar. İşte son üç transfer:


Wayne Bridge - Chelsea

Craig Bellamy - West Ham

Nigel de Jong - Hamburg

Paranın Satın Alamayacağı Şeyler Var

Kaka dün 23.45 sularında "Para herşey değil. Milan' da kalacağım." şeklinde açıklama yaparak taraftarlarını ve futbolseverleri çok sevindirdi. City' liler hariç galiba.

ayran'a teşekkürler.

14 Ocak 2009 Çarşamba

Servis Dışı

Elimde olmayan sebeplerden ötürü sevgili bloguma vakit ayırmaya geçici olarak ara vermek zorundayım. En yakın vakitte görüşmek üzere, kalın sağlıcakla.

12 Ocak 2009 Pazartesi

Hay Allah..


Aaa Abroş yenildiniz miii?? 3-0 mı ? Yuh !! Beni kovmuştunuz değil mi?!.. Tüh tüh yazık oldu bak...

8 Ocak 2009 Perşembe

Kanoute' den...


Daha önce Müslüman olduğu için takımının sponsoru olan bahis şirketinin reklamlarında yer almayı reddeden Kanoute, Filistin' in işgalini protesto ederken...

Darryl Roberts


Denizlispor' un Trinidad&Tobago' lu forveti ligin ilk yarısının dikkat çekenlerinden. Daha önce ülkemize T&T' dan futbolcu geldi mi bilmiyorum ama kendisi herhalde en dikkat çekeni oldu. Mücadeleciliği ve kafacılığıyla nam salan forvet 15 maçta 6 gol attı. Ayrıca kendisi Süper Lig tarihinin en erken golünü atmış (11. saniyede) kişidir.


Darryl Roberts, 26 Eylül 1983 tarihinde ülkesinin St. Joseph şehrinde doğdu. Küçük yaşlardan itibaren futbol oynamaya başladı. 2003 yılında, henüz üniversitedeyken milli takıma çağrıldı. 2005 yılında ABD takımı Carolina Dynamo' ya katıldı. 27 maçta 17 gol atıp yıldızlaştı. (Ne de olsa o ülke için baya iyi bir rakam.) Takımı da güzel bir sezon geçirdi. Diğer sezon başında büyük MLS takımlarından Toronto FC tarafından draft (evet draft) edilse de Roberts, Avrupa' da oynamayı tercih ederek bir süre sonra Hollanda' nın Sparta Rotterdam takımına gitti. Sparta' da ilk sezonunda 5 maçta 2 gol, ikinci sezonunda 29 maçta 7 gol atarak yıldızlaşamadı. Sezon başında da Denizlispor' a geldi. Milli takımda 16 maçta 2 golü var.


Ne yalan söyleyim pek güven vermiyor. Umarım daha da iyi olur gelecekte.

6 Ocak 2009 Salı

Tottenham Sakin Ol !


Önce - Sonra - Daha Sonra

Sevgili Londra ekibi Tottenham Spurs, ihtiyaçlarını karşılamadığı gerekçesiyle Jermain Defoe' yi makul sayılabilecek bir fiyata (9 milyon pound) Portsmouth' a vermişti. Sonra abartıp Berbatov'u Robbie Keane'i de başka kulüplere veriverdiler. Pavluychenko geldi, Bent geldi, dos Santos geldi. Forvete çare olamadı. Sonra Portsmouth' dan Rednkapp geldi. Spurs' e t.direktör oldu. Defoe de bu arada atağa kalkıvermişti. Forma giydiği 30 maçta 14 gol atıp yıldızlaşmıştı. Rednkapp' da böyle bir yeteneği kaçırmak istemedi. Zayıf (!) olan forveti sağlama almak için Defoe' yi kendisinin yeni takımına, oyuncunun eski takımına alıverdi. Hem de 17 milyon pounda!
Böyle bi haber görünce aklıma FM' de kullanmaktan haz etmediğim o opsiyon geldi: Geri Alma Ücreti.
Acaba Tottenham böyle bir opsiyon kullandı mı? Kullanılsa haberimiz olurdu galiba. Madem geri alma ihtimalleri vardı koydursalardı ya şu opsiyonu sözleşmeye. Hatta %X oyuncu satışından alınacak pay da koyulsaydı sözleşmeye Tottenham şimdi ödediği bonservisin %X kadarını geri alacaktı !
Tottenham' ın kasası büyümüş, ama akıl hala küçük anlaşılan. Şimdi de o kadro bolluğunda Appiah' ı denemeye almışlar.

Gençler Sizi Şöyle Alalım

Gökhan Emreciksin ve Abdülkadir Kayalı yeni takımlarının formasıyla poz veriyorlar. İki isim de bu sene iyi piyasa çıkışı yapmıştı. Her ikisinin de transferi yılan hikayesine dönmüştü. Hele Abdülkadir, yurtdışı filan (hatta Chelsea - yok artık LJ!-) gevelemişti. Gökhan' ın transferi de Boluspor' a ödenecek paylardan dolayı uzamıştı. Her neyse işler olacağına vardı. Umarız Fenerbahçe' de önleri açık olur. İki genç futbolcuyu çok güzel işler yaparken görmek isteriz.

4 Ocak 2009 Pazar

Ne Dedi ?

"Şampiyon olursak şehirdeki silahları toplatacağım."
Trabzonspor'un tonton başkanı Sadri Şener.

Bu İşte Bir İş Var!


Galatasaray Spor Kulübü, Ali Sami Yen ve arkadaşlarınca Galatasaray Lisesi’nin bir sınıfında fikir olarak filizlenmiş ve okulun bahçesinde kurulmuştur. O günden beri de her liselinin kulübe sahip çıkma misyonu devam etmektedir. Bu ilişki günümüzde de devam etmekte, her liseli Galatasaraylı kulübü kendisinin sahip çıkması gereken bir miras olarak algılamakta ve sakınmaktadır. Bu bağlılık günümüzde de değişmemiştir.Ancak değişen şey futbol ve hatta spor olmuştur. Nasıl ki bir zamanlar Galatasaray Spor Kulübü liseli olmayan sporculara da kucak açmak zorunda kalmış ise o dönem de kapanmış, sporun bir endüstri olarak algılandığı sadece bağlılığın gerek şart olabildiği ancak yeter şart olmadığı bir ortam doğmuştur. Bu sadece Galatasaray’ı ya da Türk sporunu değil dünyanın tüm ülkelerini etkisi altına alan bir süreçtir. Artık futbol endüstridir. Kulüpler iş yerleri olmuşlardır bile. Dolaysıyla kulüplerin yapılarının da günümüzdeki bu nitelik değişmesine cevap verecek şekilde evrilmesi kaçınılmazdır.





Polat’ın adaylığı karşısında liseliler organize olamamış ve aday çıkaramamıştır. Bu çaresizlik ortamı aday olduğu dönemde 40-50 oy alabilen Turgay Kıran isminin bile yeniden gündeme gelmesine neden olmuştur. Ancak Adnan Polat Galatasaray Spor Kulübü tarihinde görülmemiş farkla, tarihi bir oy başarısı ile başkan olmuştur.


Polat’ın ilk ve önemli icraatlarından biri, üyeliğin neredeyse bir mason locasına kabul kadar zor olduğu Galatasaray Spor Kulübü tüzüğünü değiştirmek olarak vuk’u bulmuştur. Tüzük Değişikliğini konu alan Genel Kurul önce ertelenmeye çabalanmış, bu görüş reddedilince de bin dereden su getirilerek Türk Ticaret Yasası’nın değişmesinin sonrasına bırakılmıştır. Ancak bugünden geriye bakıldığı zaman daha da net görülüyor ki asıl amaç zaman kazanmaktır. Kazanılan bu zamanda da mümkün olduğunca fazla lise mezunu kulübe üye yapılmaya başlanmıştır. Hem de tüzüğe aykırı olarak!


Galatasaray Spor Kulübü tüzüğü gereği, her sene aktif üyelerin %3’ü kadar yeni üye alabilir. Şu anda aktif üye sayısı 6558’dir. Bu rakama göre alınabilecek üye sayısı 196 olarak ortaya çıkmaktadır. Toplam üye sayısına göre bu rakam yaklaşık olarak 405 kişi çıkmaktadır ki zaten tüzük bu hesaplamaya olanak vermemektedir.


Oysa Aralık 2008 itibariyle Galatasaray Spor Kulübü’ne kabul edilen üye sayısı 521 kişidir!


Peki bu işe nasıl olmuştur? Bu operasyon kim tarafından organize etmiştir?


Yukarıda anlattığım üzere bu işe yangından mal kaçırma, yönetim erkini bırakmama ve hatta başkaları ile paylaşmama operasyonudur. Operasyonun arkasında liseciler vardır. 2008 Haziran’ından beri gizli bir fonda toplanan paralar Galatasaray Lisesi’nden yeni mezun olmuş gençlerin üyelik başvuru ücretleri olarak değerlendirilmiştir. Tulum halde üye yapılan bugünün mezunları yarının oy potansiyelleridir. Yetişkin bir insanın bu durumu nasıl kabullenerek üyeliğine onay verdiği sorulabilir elbette… Ancak bazı yeni mezun / üyelerin ne başvuru formunda imzaları vardır ne de bu süreçten haberleri! Bu yeni üyeler arasında farklı takımı tutanların olduğu da bir sır değildir!


Batıya açılan pencere olarak her yerde göğsünü geren camia işte böyle bir tezgâhla karşı karşıyadır. Elbette bu 521 kişi içerisinde hak ederek, layık olarak üye olmuş liseli veya değil yeni üyeler vardır. Ancak tüzüğe aykırılığı su götürmez bu operasyon birçok ilgisiz yeni üyeyi kazandırmaktan, Galatasaray ticaretinden başka bir anlam taşımamaktadır.


NOT: Böyle bir durumu ülkemizin yüzü Avrupa' ya en dönük klübünde görünce çok şaşırdım ve blogumda yayınlamaya karar verdim. Tabii yazarının izniyle. Mutlak Gol 'e teşekkürler...

3 Ocak 2009 Cumartesi

Rodrigo Barbosa 'Tabata'

TSL' de ilk yarının en dikkat çeken oyuncularından Gaziantepsporlu 10 numara (!) ortasaha (AMC tabir ettiğimiz) Tabata, Tsubasavari simasıyla benim en dikkatimi sündürenlerden. 3'ü penaltıdan, 2'si kupada olmak üzere 10 adet golü bulunmakta. Oynadığı 18 maçın hepsinde ilk 11'de kendine yer ayırtmış.


Rodrigo Barbosa Tabata, 19 Kasım 1980 tarihinde Brezilya'nın Araçatuba eyaletinde doğdu. Babası Japon, annesi Brezilyalı. Futbolculuğa Paulista' da başladı. Ardından Evliya Çelebi misali dolanmaya başladı. Şöyle ki 2001' de Santo André, Ferroviaria, Inter de Limeira ; 2002' de Treze, Gremip-PB, Ceara ; 2003' te XV de Novembro, Campinense, América-RN takımlarının formalarını giydi. América' da 18 maçta 7 gol gibi dikkat çekici bir performans onu, ülkenin kalburüstü takımlarından Goias' a taşıdı. Burada 74 maç oynayıp 18 gol attı. Sonraki durağı asıl parlayacağı yer olan Santos' tu. Biraz sancılı olan ilk aylardan sonra takımda düzenli yer bulmaya başlayan oyuncu efsane formayı -Pele' nin de giydiği 10 numara- sırtına geçiriverdi. 2 sezon top koşturduğu takımından (137 maç, 35 gol) Gaziantepspor için ayrıldı. Transferi, Brezilya' da ylın 10 önemli transferi arasında gösterildi. Geldiği günden beri sempatik tavırları, tekniği, uyumu, müthiş oyunuyla taraftarın hatta ülkenin gönlünü kazandı. Ülkemizde dört büyüklerin yanı sıra yurtdışında Sevilla, Udinese gibi takımlarında transfer listelerinde yer alıyormuş modern "Tsubasa".


Kambur !


Kambura "yatma"nın böylesi..

2 Ocak 2009 Cuma

Zoran Tosic ve Adem Ljajic Man Utd' da

"Partizan's Wonderkids" artık kırmızı şeytanların oyuncuları. yaklaşık 17 milyon pound gibi bir ücretle. Sir' ün ne zamandır onlarla ilgilendiği biliniyordu. Sonunda genellikle yaptığı gibi istediğini aldı.

Batuhan Eskişehir' de


Eskişehirspor, Beşiktaşlı Batuhan' ı sezon sonuna kadar kiraladı. Batuhan' ın bu tercihi tartışılacak bir karar. Çünkü Es-Es 'in kiralık olarak kadrosuna kattığı genç yeteneklere ve aldıkları sürelere bakarsak Batuhan için de durum pek iç açıcı gözükmüyor.

2008 'in 11' i


1 Ocak 2009 Perşembe

2007 Yılın Kalecisi Hakkı Bulut


Nette gezinirken burada gördüğüm hal küüçük bir gülümsemeye sebep oldu. Biz böyle bilmezdik Hakkı Bulut' u :) Yerel turnuvalarda kazandığı başarılardan olsa gerek :))

Kayseri Kadir Has Stadyumu










NOT: Az önce NTV' den okuduğum altyazıya göre Kayserispor, bu stad yapılana kadar maçlarını Adana' da oynayacakmış.

2008 'in ...


Her tarafta; gazetelerde, web sitelerinde, tvde hep 2008'in bilmemneleri seçildi durdu. Ben de blogu açtığım senenin şerefine kendi yorumlarım ve kendimce verdiğim ödüllerden oluşan yazı dizisi tadında birşeyler yazmaya karar verdim. Ama olmadı. Hayırlısı...

GelişineVole

Blog Widget by LinkWithin