28 Şubat 2009 Cumartesi

Celal İbrahim

Sadece Galatasaray'ın değil Türkiye' nin efsanelerinden biri o. Benliğinde taşıdığı güç, cesaret, yiğitlik, yıkılmazlık birebir çehresine yansımış bir vatan evladı. Bu topraklara kanıyla imzasını atmış binlercesinden, milyonlarcasından biri o..

1884 doğumlu cengaver şahıs, Mekteb-i Sultani'de 646 okul numaralı hukuk öğrencisiyken 1905 yılında bir efsanenin de doğumuna tanıklık hatta öncülük etmekteydi. Edebiyat dersinde kendi aralarında yabancı takımlara karşı kuracakları futbol takımını tartışan gençlerden biri daha sonra Galatasaray Spor Kulübü'nün 4 numaralı kurucu üyesi olarak tarihe geçecekti. Tarihe sadece bununla geçmedi; Ocak 1909' da oynanan ilk Fenerbahçe-Galatsaray maçında (0-2) ilk golü, yani 100 yıllık derbinin ilk golünü atan da Celal İbrahim'dir.

Ama bunların yanında en çok bilinen olayı ise yine bir Galatsaray-Fenerbahçe maçında, 12 Şubat 1911 yılında, 7-0 'lık maçta 4 gol birden atmış olmasıdır. O cüsse, o duruşla zaten en güçlü oyuncusuydu takımın.

Gelin görün ki ne evlatlar kaybettiğimiz 1. Dünya Savaşı'na gönüllü giden bu eşi benzeri olmayan insan, herşeyin karşısında durmuştu da mermilerin getirdiği ölüme karşı duramamıştı. Ölüm onu 1915'te Bağdat'ta bulmuştu. Sahalarda çok gol attığı İngilizler'den mermi yemişti.

Fotoğrafta yer alan birbirinden değerli bu insanlar, bu vatan için neler yapabileceklerini gösteren sayısız kardeşleri arasında sadece isimleri en çok bilinenlerdendir. Kimi şehit olmuş, kimi gazi, kimi kürt, kimi rum kökenli. Ama hepsi çok iyi dost hatta kardeş. Huzur içinde yatsınlar...

Benziyoruz Aslında vol.2

Orkun Usak - Matthew Mcconaughey *


* Bu nasıl isimdir arkadaş.. Yazmaya üşenip kopyala-yapıştır yaptım.

27 Şubat 2009 Cuma

Geldim


Yaklaşık bir haftalık aradan sonra blog dünyasına geri döndüm. Ben yokken iki büyük sevinç yaşattı Galatasaray bana;
1- Bülent Korkmaz' ın yeni hoca olması (ki uzun yıllar takımın başında kalması dileğiyle !)
2- Bordoeux maçını almamız (Kewell'ın müthiş golü ve paftan ilk çıktığında "uzaktan şutlarıyla ünlü" Sabri'nin ilk düzgün uzaktan şut-golü)

Bu arada blogu ilk açışımda( ki bu ikinci versiyondur) bir anket eklemiştim. Hangisi önce gönderilir; Aragones mi Skibbe mi? diye. 7'ye 6 Aragones üstün gelmişti. Ama ankette çıkan sonuç olmadı. Hadi hayırlısı. Başarılar Kaptan Cesur Yürek..

Dün taktığı atkının aynısı var bende :)



13 Şubat 2009 Cuma

Kolbastı

Trabzonspor maçlarında gelenekselleşen kolbastı gösterisi çok hoşuma gidiyor. Oyuncuların kaynaşması, gülmekten kırılmaları, binlerce taraftarın tempo tutması... En canı sıkılmış olan bile maç sonunda sıkkın sıkkın tempo tutarken ortadakilere gülmeye başlıyor. Takım ruhu açısından da çok iyi oluyor. Eskiden yabancılardan Yattara en çok oynayanlardan olurken Alanzinho'nun takıma katılmasıyla oynak sayısı çoğaldı. 4 Afrikalı, 1 Brezilyalı. Sylva' nın elini kolunu rasgele sallayıp şarkı söylemesi, Isaac' in bir yerli hevesiyle girip birden hareketlenmesi, Alanzinho'nun samba figürleri, Yattara'nın profosyonel oyunu.. Ee Alanzinho doğru söylemiş: "Afrikalılar ve Brezilyalılar bir araya gelince böyle danslar kaçınılmaz oluyor."

Bu arada Alanzinho'nun sempatik hareketleri Yattara'da kıskançlık yaratır mı merak ediyorum..


12 Şubat 2009 Perşembe

Futbolcu Saçları vol.6 (Beckham)

Artist..

En çok taklit edilen..

Aklıma bişey gelmedi..

Bu çok acıtıyor demişti..

Mohikanların ardı arkası kesilmiyor !


Kız Beckham ! :)

11 Şubat 2009 Çarşamba

M'Boro Güme Gidiyor


Geçen ve bu sezonki transferleriyle, ayrıca geçen sezon ki performansıyla da taraftarlara umut saçan Middlesbrough bu aralar hiç de iç açıcı bir durumda değil. Halbuki yeni amblem de güzeldi.. Felaket durumdalar ! 19. sıradalar. Ha düştü, ha düşecek yani. Formalarda %70 indirim yapmışlar. Heerenveen'den gol makinası diye alınıp çamaşır makinası (!) çıkan Afonso Alves de Brezilya'daki şaşalı (!!) günlerinde gibi. Buna biri dur demeli. Tuncay'ı da takıma katmalarıyla daha bir sempatimizi kazanan Boro'nun bu durumuna biri dur demeli. Tuncay'ın Merseyside macerası hüsran olmamalı.

Yetenekli Çocuk !

İşte dün Robinho'nun İtalya'ya attığı akıl dolu, yetenek yüklü golü.


Beckham'ın Dövmeleri

O güzelim vücuda bu kadar zulmedilir mi ?! Becks'in başına büyük bir kaza gelmeyeceğini varsayarsak ölümüne neden olacak iki şey:
1) Dövmelerinin neden olacağı kanser
2)Victoria




10 Şubat 2009 Salı

Dinamo Kiev

En son Fenerbahçe'nin canını yakarak gündeme gelen Ukrayna ekibine geçenlerde Cm 03/04 oynarken Şampiyonlar Ligi finalinde son dakika golüyle kaybedince kafayı taktım. Bu gün de bir araştırma yazısı yazayım dedim.

Tarih olan SSCB'nin en başarılı kulübünün adını bu aralar pek duymaz olduk. Özellikle Shakhtar' a kaptırdığı şampiyonluklar, kupalar, Şampiyonlar Ligi'nde 3.lük ve 4.lükler onları zihnimizin biraz aşağılarına itti. Şimdi biraz gerilere bakalım:

1927 yılında KGB'nin uzantısı NKVD tarafından şimdiki Ukrayna'nın başkenti Kiev'de kuruldu. Arkasında KGB olunca güçlülerdi tabii. Daha ilk yıllarından adını duyurmaya başladı. Buna rağmen başarılar biraz gecikti. Zamanla Moskova takımlarıyla rekabete giren Kiev, Ukrayna bölgesinin sembol takımı olmaya başlamıştı. Özellikle 1942'de yaşadıkları "Ölüm Maçı" olarak bilinen trajik olay yüzünden isimleri daha çok duyuldu.

Nazi Almanyası'nın o tarafları işgal ettiği yıllardan birinde bir gün Dinamo Kiev oyuncularıyla Nazi ordusundan askerler arasında bir maç düzenlenir. Maçın olduğu gün halk stada akın eder. Binlerce kişi Kiev'i desteklemek için oradadır. Ne de olsa savaşın içindedirler ve burada da manevi savaş için bulunmaktadırlar. Herneyse, maç başlar. İlk yarı boyunca Kievlilerin mutlak üstünlüğü vardır. Seyirci desteğiyle nazilerin.... ezerler yani nazileri :) İlk yarı 2-0 biter. Devre arasında bir nazi subayı gelir ve "Maçı kazanırsanız kurşuna dizileceksiniz." der. Ama onca seyirci desteği ve milli duygular derken o futbolcular dayanamaz ve hayatları pahasına da olsa manevi savaşta yer alırlar. Maç sonu farklı galip gelirler. (Çeşitli söylentiler var; 4-0, 4-1, 5-2 gibi) Ama maalesef bu, gerçekten hayatlarına malolur. (Kimilerine göre ilk 11, kimilerine göre takımımn yarısı işkenceyle ve ya kurşuna dizilerek öldürülür.) Bu olayın ünlü Zafere Kaçış filmine de ilham olduğu söylenir.

İlk kupaları olan SSCB Kupası'nı 1954'te aldılar. 6 sene sonra SSCB Şampiyonu oldular. Derken hızla güçlenip büyüdüler. Kupalar, şampiyonluklar birbirini izledi. Dünyanın en güçlü milli takımlarından SSCB'nin belkemiğini oluşturdular. 1970'ler ve 80'lerde adeta Motor Kiev olan takım 1975 yılında hem SSCB şampiyonu, hem Kupa Galipleri Kupası şampiyonu, hem de Süper Kupa Şampiyonu oldular. Kupa Galipleri Kupası'nı 1986'da tekrar alan klüp, şimdiye kadar;

- 13 SSCB Şampiyonluğu*
- 9 SSCB Kupası
- 3 SSCB Süper Kupası*
- 12 Ukrayna Şampiyonluğu*
- 9 Ukrayna Kupası*
- 2 Ukrayna Süper Kupası*
- 3 Şamp. Ligi yarı finalistiliği
- 6 Şamp. Ligi çeyrek finalistliği
- 1 Süper Kupa
- 1 Süper Kupa ikinciliği
- 2 Kupa Galipleri Kupası
- 4 İyiniyet Oyunları Kupası

kazandı!

Bu kadar kupaya rağmen hala ülkelerinin en zengini değiller. Nedeni çok basit: Endüstriyel Futbol.
Maçlarını dahi bu kupaların sahibine yakışmayacak kadar 'dandik' kalan Lobanovsky Dinamo Stadyumu'nda oynuyorlar. Sadece 16900 kişilik kapasitesi var bu stadyumun. Ama 2012 Avrupa Şampiyonası (Ukrayna-Polonya)sayesinde geliştirilecektir.

Unutulmaz isimleri arasında Oleg Blokhin, Igor Belanov, Rebrov, Shevchenko Kaladze, Belkevich, Onopko, Salenko gösterilebilir. Bugünkü yıldızlarına bakarsak gözümüze çarpan ilk isimler: Diakhaté, Shatskikh, Shovkovskiy, Husyev, D.Rincon, Guilherme, Milevskiy olur.

Kiev şu anda Vışça Liga'da lider, 43 puanla. Metalist Kharkiv ise 3 beraberlik fazlasıyla 2. sırada.

(*en çok kazanan)

Benziyoruz Aslında

Aydın Karabulut - Nemenja Vidic

Enzo Francescoli - Diego Milito

Matias Delgado - Diego Godin

9 Şubat 2009 Pazartesi

Scolari Erken Gönderildi

Chelsea de yavaş yavaş teknik direktör öğüten, bir zamanlar ki R.Madrid olma yolunda azimle ilerliyor. Bu kadar çabuk olmasaydı. Quaresma yeni geldi. 2 hafta sonra da ciddi bi Şampiyonlar Ligi maçı var. Olmaz ki böyle. Ha yine birileriyle tartıştıysa bilemem. Alex Ferguson bile şaşırmış.
Yeni adam kim olacak tahmin etmek zor. Taraftarlar Zola demiş ama.. Bekleyelim görelim.

Kaybeden Chelsea gibi gözüküyor şimdilik. Scolari aldığı para ve tazminatlarala bir güzel tatil artık. Zaten denizi ve güneşi sevdiğini söylüyordu.

Shunsuke Nakamura

中村 俊輔 büyük ihtimal şu anda Asya'dan gelen en yetenekli futbolcu. Belki Hidetoshi Nakata onu zorlardı biraz ama o da sahalara erken veda etti. Tekniği ve topa vuruşları, ayrıca müthiş sol ayağı... Bu adamı daha yakından takip edebilme şansım olsaydı keşke. 31 yaşında olmasına rağmen çakma Premier Lig İskoçya Ligi'nde dandun oynanan maçlarda topun ayağına en çok yakıştığı isim. Topu doğru düzgün kullanabilen, yön verebilen nadir isimlerden. Dünyanın da en iyi frikik kullanan oyuncularından. 13 yaşından beri futbol oynuyormuş. Teknik direktörü bir keresinde kendisi için "Sol ayağıyla bir konserve kutusunu bile açabilir." demişti. Gerçi bu sözü adada daha evel duymuştum. (Emre için bile!) Ama ilk Nakamura hakkında duydum ve uygun olduğunu düşünüyorum.
-

8 Şubat 2009 Pazar

Satılmışlar

Bu resmi Chao Grey'in blogunda gördüm ve başlığı koyduğu etiketten aldım. Bu kadarına pes dedirtiyor!

Transeksüel Terry

İngiltere'de bir protesto esnasında çekilen soldaki fotoğraf, John Terry açısından çok kötü olmalı. Çünkü transeksüel Lucy Smith'in Terry'e olan korkunç benzerliği tüm İngiltere'de alay konusu olmuş durumda!!! Fotoşop da olabilir tabii. Yakından baktığımızda dudak ve burun yapılarının çok benzer olduğunu görüyoruz. Bir forumda "Terry’nin şampiyonluk yarışındaki baskıyı kaldıramadığı." şeklinde yorumlanmış bu olay :)

Futbolcu Saçları vol.5

Bir başka mohikan Clint Mathis

Camoranesi teyze

Çakma Ronaldo Hasan Şaş ! *


Bunu beğendim.. Jonathan Legear


Yürüyüş yapan teyzelere benzeyen Burgos


* Alfredo Di Stéfano'ya teşekkürler

7 Şubat 2009 Cumartesi

Hattrick

Şu sıralar Hattrick denen online oyuna sarmış durumdayım. Gerçi başlayalı 2 hafta oldu. Ekran kartı FM 09' un demosunu bile açmayınca yeni - eski soluklar aradım. Cm 03/04 ten tut, Fm 05, Fm 06, Fm 08 derken haftalardır başvurmama rağmen bir türlü kabul görmeyen ve artık bu da olmazsa sallarım dediğim son başvurum kabul edildi. (Bu son başvuruda takım adımla kullanıcı adımı değiştirmemin etkisi var kesin.) Adını Kaynım Spor olarak koyduğum takımımızın bir de Kaynımızın Arenası adında 12 bin kişilik bir stadı var. 9. ligdeyim. İlk başladığımda kadroda 19 oyuncu vardı. 2 haftada 2 tane altyapıdan çıkardım. 3 tane de transfer ettim. 24 oldu. En son aldığım sağ bek Francis Gentry ve forvet Audrutis Beliajevas en güvendiğim oyuncularım. İlk lig maçımda 6-1 galip gelip sezon açılışında zirveye yerleştim. Hafta içi yaptığım dostluk maçından da 2-0 galip ayrılmam artı moral oldu. Ama yarın 2. ile yapacağım maçı almam lazım! İşim zor. Çünkü benden güçlü görünüyor. Hele hafta içi yapacağım maç daha daha zor. benden iki üç gömlek üstün bir takım. Haydi hayırlısı.


Bu arada resimler netten öylesine bulunmuş ekran görüntüleridir. Bana ait değildir. Benim bu görüntüleri yakalamam için birkaç yıl (!) daha bu oyunun oynamam gerekir.

Gelin kapışalım ?

GelişineVole

Blog Widget by LinkWithin