31 Mayıs 2009 Pazar

Julien Faubert

Yanındaki bile "Yahu bu nerden geldi diye bakıyor." Devre arasında West Ham'dan 1,5 milyon paunda Real Madrid'e kiralanan Faubert sadece iki maçta forma giydi. Onlar da rahat maçlardı ki sahaya ayak bastığı dakikalar 60 ve 66. Bunun yerine altyapıdan oyuncu çıkarılsa daha normal olmaz mıydı ? Gerçi 1,5 Real'in elinin kiri. Ama Real'in eli hakkaten kirlendi iyice.

Faubert de bir türlü patlama yapamadı. İlk milli maçında golle buluşmuş isim 3 yıldır milli takımda forma bulamıyor. Ülkemizde olsa iyi iş yapar ama. Çok hızlı bir eleman.

El Hareketi

Eden Hazard


Zidane'ın Real Madrid'e önermesiyle duyduk onu. Gelecek için iyi bir potansiyeli var gibi. Futbolculuk kariyerinin ilk yıllarında olan bu Belçikalı genci tanıyalım.

Eden Hazard 7 Ocak 1991'de Belçika'nın La Louvière şehrinde doğdu. Futbolculuk kariyerine yerel Royal Stade Brainois kulübünde başladı. Buradan 2005 yılında -şu sıralar Yasin Karaca'nın da bulunduğu- Tubize takımına geçti. 2 sene burada oynadıktan sonra gözlemcileri tarafından keşfedildiği Lille takımna transfer oldu. 2007 yılında ilk Ligue 1 deneyimini yaşadı. 2008 yılında Rudi Garcia tarafından as takıma çıkarıldı. Bundan sonra düzenli olarak takımda yer bulmaya başladı. 31 maçta 4 golü bulunmakta. Ayrıca kardeşi Thorgan da Lille altyapısında.

Belçika U-17 takımına 2006'da dahil olan Hazard, 2007 Avrupa U-17 Şampiyonası ve 2007 U-17 Dünya Kupası'nda da forma giydi. 18 Kasım 2008 tarihinde de Lüksemburg maçında ilk A milli maçına çıktı.

Kendisinin bir de kişisel sitesi var: http://www.edenhazard.com/
Buradan Eden'in nasıl maçlar çıkardığını görmeniz mümkün. Bunları izleyip onun peşinde olan biri daha var. Kim?

Tabii ki Arsène Wenger. Şaşırmadım hiç.

Alpay


Asya'da yılın defans oyuncusu da seçilmişti, Beckham'la kavga da etmişti, Japonya'da 13 maçta 5 kırmız kart da gördü, milli takım kariyerinin dört golünün üçünü bir maçta attığı da oldu, futbolu Göztepe'de bırakacağını da söyledi, İzmirspor'u alacağını da.. İlginç adamdı vesselam. En son Köln'de bir maçta attığı dirsekten dolayı 6 maç men cezası aldığını hatırlıyorum. Şimdilerde Jet Fadıl'ın Siirtspor'unda Yönetim Kurulu Asil üyelerinden...

Fransa Şampiyonu Bordeaux


"Belçika'da bir söz vardır. İki köpek bir kemik için çekişirken üçüncüsü gelip kemiği kapar."
Erik Gerets

08-09 TSL Şampiyonu Beşiktaş

İlginç geçen bir yıldan (ve 6 yıldan) sonra Beşiktaş şampiyon oldu. Double-doble yapmış oldu. Tüm Beşiktaşlıları kutluyorum. Denizli de tarihe geçti. Yusuf 30'undan sonra coştu. Holosko, Bobo, Ernst de yıldızlaştı. Tello solu yedi yuttu. Ekrem Dağ potansiyelini aştı. vs vs..

Şampiyonluk mücadelesindeki tüm takımlar ayağına gelen fırsatı tepti. Galatasaray zaten başta bu konuda. Fenerbahçe atak yapıp yükselebilirdi. Sivasspor bariz hata yaptığı 1-2 maç yüzünden gitti. Trabzonspor gardını çabuk düşürdü. En son Beşiktaş'a gelince "Napayım alayım bari." dedi. O bile bırakacaktı az kalsın.

Demirören kısa sürede olsa huzurlu yaşayacaktır.

Sivas Şampiyonlar Ligi'ne giderken Trabzon, Fenerbahçe, Galatasray'a UEFA Avrupa Ligi gözüktü. Küme düşenler ise Konyaspor, Kocaelispor ve Hacettepespor oldu.

Sezonu süprizi kim derseniz tabii ki Galatasaray. Bir takım nasıl mahvedilir hep beraber gördük.

Türkiye Süper Kupası da Beşiktaş-Fenerbahçe maçına kaldı.

Keske Sivasspor şampiyon olsaydı...

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Tugay Manchester City'de


Yılların futbol emekçisi Tugay tahmin edildiği üzere futboldan kopmadı ve teknik adamlığa adım attı. Hem de petrol zengini Manchester City'de. Kendisini geliştirsin, önce Galatasaray'a sonra da Türkiye'ye büyük zaferler yaşatsın. Amin !

Bu arada öğrendiğim bir şey var. Blackburn Rovers kulübü ancak 10 yıl formasını giymiş oyuncularına jubile yapıyormuş. Blackburn taraftarları ise Tugay'ın takımda sadece sekiz yıl top koşturmasına rağmen jubileyi hakettiğini ileri sürererek, Tugay'a jubile yapması için Blackburn'a biraz baskı yapıyorlarmış. Tugi de Blackburn-Galatasaray jübilesi istiyor.

Nedved Yola Devam


Diego'nun transferini öğrenerek sevindiğim olayın ardından bir şey daha öğrendim ki daha da mutlu etti beni. Sezon sonunda emekli olmayı düşünen Pavel Nedved, emeklilik kararını askıya almış ve bir süre daha aktif futbolculuğa devam edecekmiş. Yaşa be !

Ofansif.com

İlk günlerde pek ilgilenemesem de ısrarla attıkları mailler sonucu daha çok dahil oldum siteye. Gayet başarılı bir düşünce. Ama haber ekranı çok hızlı!!! Bakamıyorum ana sayfaya başım dönüyor. Yine de hoş bir site. Futbol aşıklarına duyurulur. Yapan arkadaşların ellerine sağlık.

Sitemi kaliteli buldukları için de teşekkür ederim.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Fotoğraflarla Şampiyonlar Ligi Finali


Oynadıkları güzel oyunun meyvesini bir hayli toplayan Barca'ya ve 38'inde tarih yazan Guardiola'ya tebrikler...

26 Mayıs 2009 Salı

24 Mayıs 2009 Pazar

Düsseldorf’ta Rekor

Fortuna Düsseldorf'un ikinci lige yükselmeyi başardığı karşılaşmada, seyirci rekoru kırıldı. Marco Christ’in attığı golle Werder Bremen’in ikinci takımını deviren Norbert Meier’in öğrencileri 10 yıl aradan sonra ikinci lige yükselmeyi başardı. Bu karşılaşmayı izlemeye gelen tam 50.095 kişi Almanya Üçüncü Lig tarihinin rekorunu kırdı. Düsseldorf'un sahası LTU Arena 51.484 kişilik.
Hakkaten istatistiklere göre de en çok maça giden Avrupa seyircisi Almanya'da.

22 Mayıs 2009 Cuma

Che ve Futbol


.....Leticia bir garnizon kenti. Yolcular, iyi birer bukalemun olarak, kendilerini futbol antrenörü diye tanıtıyorlar. Ernesto eve yazdığı mektupta anlatıyor:

"İki hafta sonra bizi Bogota'ya götürecek askeri uçağı beklerken, bütçemizi kurtaran bir futbol takımının antrenörlüğü oldu. Başlarken, saha kenarında durarak çalıştırmayı düşündük. Oyuna katılırsak, gülünç oluruz diye korkmuştuk. Ama hepsi o kadar kötüydüler ki sonunda kramponları ayağımıza geçirdik. Başarılı bir sonuçla, en zayıf diye bilinen ekibimiz turnuvaya katıldı; çok iyi hazırlanmış ve çok formda bir ekip olarak -Sadece bir yenilgi. O da penaltıdan.- finale gelmeyi başardı. Alberto'ya esin gelmişti. Pédénera (o yılların Maradonası) stilindeki driplingleri ve ölçülü paslarıyla takımın oyun kurucusu oldu. Bana gelince... öyle bir gol attım ki, eminim Leticia'nın spor tarihine yazılacaktır." ...


Che Guevara: Ölüm Nereden Nasıl Gelirse Gelsin (Jean Cormier)
Not: Resmin kitapla alakası yoktur! Ama konuyla vardır.

Şampiyonluk Anketi Sonuçları

Anket kapanalı bir kaç gün oldu. 131 farklı oy kullanılmış, teşekkür ederim. Başlarda Galatasaray Önde götürüyordu tabii. Ama adı üstünde, daha anketin başlarıydı. Tüm iddialarından kopana kadar da önde götürdü oylarını. Bunu, Galatasaray taraftarı blogcuların çoğunluğunu bağlıyorum. Ben de oyumu başta GS yapmıştım ama sonra BJK'ye çevirdim. Şimdi duruma göz atalım :
-

Beşiktaş : 53 oy (40%)

Trabzonspor : 3 oy (2%)

Galatasaray : 37 oy (28%)

Fenerbahçe : 16 oy (12%)

Sivasspor : 22 oy (16%)



Beşiktaş burada şampiyon. Ligde de olacak gibi. Ah Kara Kartal, Sivas'ın önünü kesecek bu seneyi mi buldun ?! Oysa ki Yiğidolar'a inanan tam 22 kişi olmuş... Hayırlısı...

21 Mayıs 2009 Perşembe

Son UEFA Kupası Shakhtar'ın (Werder Weremem)


*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*


Shakhtar Donetsk ile Werder Bremen, UEFA Kupası'nı müzesine götürmek için İstanbul'da karşı karşıya geldi... Asya kıtasında oynanan ilk (ve son) UEFA Finali olma özelliği taşıyan mücadelenin normal süresi 1-1 sona erdi. Shakhtar Donetsk, uzatmalarda turnuvadaki yıldızı Jadson'la bir gol bularak sahadan 2-1 galip ayrılıp Kupa'yı müzesine götürmeye hak kazandı.

Zaten favori Lucescu'nun takımıydı. Çünkü Bremen'de Diego yok, Almeida yok, Mertesacker yok! Donetsk'te ise sadece Hübschmann (çok yaşa) yoktu. Sonuçta son kupa Ukrayna'ya gitmiş oldu. Lucescu ile İstanbul arasında da sihirli bir bağ olduğunu hep beraber görmüş olduk. Bu arada Mesut'a selam.

Werder Bremen taraftarları da böyle çakma kupalarla idare etsin artık.

GelişineVole

Blog Widget by LinkWithin